Üniversitedeki en katı ve otoriter hocalardan biri olarak bilinen adam, genç öğrencisini her zaman disiplinli tavırlarıyla kontrol altında tutmuştur. Ancak öğrencinin ona karşı hissettiği şey yalnızca saygı değildir. Onun sert bakışları, otoriter konuşmaları, genç kadının içindeki bastırılmış duyguları uyandırmaktadır.
Bir gün, geç saatlerde kütüphanede yalnız başına çalışırken, hocası içeri girer ve ona özel ders vermeyi teklif eder. Sessizlik içinde devam eden bu ders sırasında, aralarındaki mesafe giderek azalır. Kalemin yere düşmesiyle birlikte genç kadın eğildiğinde, hocasının bakışları her şeyi anlatmaktadır.
Yıllardır sınırlarını korumaya çalışan hoca, genç öğrencisinin dokunuşlarıyla artık kendini kontrol edemez hale gelir. Kitapların arasında geçen bu gece, ikisi için de akademik bir çalışmadan çok daha fazlasına dönüşür.